"Mama, put my guns in the ground
I can't shoot them anymore..
That long black cloud is comin' down
I feel like I'm knockin' on heaven's door.."
I can't shoot them anymore..
That long black cloud is comin' down
I feel like I'm knockin' on heaven's door.."
Büyüdük işte.. Bir yerde başladık.. Sonra devamı geldi.. Bazı sözler söylenmedi, biz kendimiz yaşadık, kendimiz gördük.. Bir şeylerin sonu yokmuş gibi göründü.. Kafamıza dayanan silahlarla büyüdük.. İstedik, olmadı.. Sevdik, olmadı.. Ne desen boş, dostum.. Bana neyle gelsen seni dinleyemem.. Biraz ağırım bu gece.. Biraz ağır geliyor sözler.. Vaat edilen cennet bizden çok uzakta.. Şimdi bakıyorum, büyümenin verdiği o utangaç gülümseyiş var yüzlerde.. İstediğim hiçbir şeyin resmini çizemedim.. Biraz yıkımlarla, biraz da gerçekleşmeyen isteklerle dolu hayat.. Herkes için böyle, biliyorum.. Yalandan gülüyoruz.. Yalandan her şey..
Sana aşk yok diyemem, sana bir şey “yok” diyemem, ben asla onu söyleyecek adam olamam.. Ben izledikçe üzülenlerdenim.. Bir şey kalbimi sarar ve beni boğar, ama ben sessizce üzülürüm.. Herkesin düşündüğünün aksine..
İşte bu.. Büyüyoruz.. Her şey bizimle şeklini şemailini değiştiriyor.. Kaybediyoruz.. Hepimiz bir şeyleri inceden inceye kaybediyoruz.. Hayaller aslında umduğumuz gibi değil.. Belki de hiç öyle olmadılar.. Biz öyle istedik.. Biz öyle umduk.. Ama bugün, bu gece.. Bir şeyleri geri döndüremeyeceğim yerdeyim.. Yanlışları görmezden gelemiyorum.. Bir sürü yanlış yaptık.. Sen ve ben.. Biliyorsun.. Biz birer dostuz.. Yürüdüğümüz her yol bizim için bağlarımızı sağlamlaştıracak birer deneyimdi, ama bak, bir şeyler büyüyor, dostum.. Bir şeyler bizden bağımsız şekil alıyor.. Soluyoruz.. Yaprakları dökülüyor geçmişin sonunda.. Hiç solmayacağını sandığımız o yapraklar gözümüzün önünde parçalanıyor.. Bir şeyleri kazanacağız, biliyorum, bir şeyleri tersine çevireceğiz.. Ama hep o büyük “ama”lar olacak.. Artık büyüdük çünkü biz.. Gözlerimiz ne derse desin..
Bir yandan gurur çekip çekiştirir insanı.. “Evet, olmak istediğim adam oldum” demek isterim gönlümce.. Ama olmaz.. Bir adım öteye gittik biz.. Hep bir adım ötesini istedik.. Bir adım ötesine gittik de.. Ama bir yer var, dostum.. Küçük bir yol.. Biliyorum, yanlışlarla dolu.. Biliyorum, bazı şeyleri geri almak çok zor.. Seni kaybetmeyi göze aldım.. İşte bu kadar “büyümüş” olmak beni çok üzüyor..
Yerim yurdum yok benim.. Düştüğümde.. Düştüğümde beni kaldıracak kim var, dostum..? Düşünsene, sakat veya ölü bedenin birileri için yük olacak.. Birileri ölümüne değil de, ölümün için cenazene gelmeye zorlanacak.. Bir şeyleri başaramadığın için değil, dostum, bu düzen böyle.. Kaybediyoruz giderek.. Büyüyoruz..
Hayal ettiğim kadını düşün, dostum, sana portresini çizdiğim o kadını.. Neresinden tutsam kopan o figürü.. Bir şeyleri hayal ederken ne kadar gerçekçi olamadığımızı.. Başımıza yıkılan onca hayali düşün, dostum.. Büyüyoruz, evet..
İstediğimiz her şey olacak, biliyorsun.. Hep öyle büyümüş bakışlarla bakacağız birbirimize.. Her geçen gün.. Her geçen gün bir adım daha.. Her geçen gün bir gün daha büyüyeceğiz.. İstediğimiz hiçbir şey olmasa da.. Sonsuza kadar kaybetsek de.. Hep beraber olacağız.. Birlikte büyüyeceğiz.. Birlikte öleceğiz..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder