29 Eylül 2009 Salı

İyi Ve Kötü Arasında



"It is no more than a moral prejudice that truth is worth more than appearance.."

"It is we alone who have fabricated causes, succession, reciprocity, relativity, compulsion, number, law, freedom, motive, purpose.."

İnsanın iyiliğe de, kötülüğe de eşit derecede sahip olduğunu düşünüyorum.. Bu düşünce bir anlamda kendi kendini açıklıyor bu yüzden.. "İyi" veya "kötü" insan yoktur..!

Evet, bunu benden duymamış olmanızı umuyorum.. İnsan doğasında hem iyi, hem kötü vardır.. İki zıt kutup gibi algılamayın bunu asla.. Bunlar birbirlerinin tamamlayıcısı.. Biri olmadan, diğeri var olamaz.. İnsan karakterini değerlendiren "sıradan" kişinin gözünden genel “iyi” ve “kötü” derecelendirmesinde kolaylık sağlaması yönüyle belirlenmiş sözcüklerdir.. Öte yandan işin daha gerçekçi yönü, kanımca, bu derecelendirmenin genel hareketlerin "sıradan" bakış açısıyla yorumlanmasıyla elde edilişidir.. "Sıradan" ifadesini kullanmamdaki gaye, bir kişinin iyi veya kötü olduğuna karar verirken dikkate alınan karmaşıklık ölçütüdür.. "Evet, bana kötülük yaptı, o yüzden kötüdür.." ise sıradan bir değerlendirmedir.. "Evet, bir sürü iyiliğinin yanında bir o kadar da kötülüğü vardır, o yüzden ona 'iyi' veya 'kötü' demek kolay olmaz..” gibi bir öneri sıradan olmayan bir değerlendirmedir..

Daha önceden de defalarca belirttiğim gibi “iyi” ve “kötü” diye bir şeyin varlığını yaratanlar biziz.. Bu konuda hala hiçbir şüphem yok.. Ancak aslında bu gece bu konu hakkında yazmak istememin nedeni bu değil.. "Schindler's List", "Max", “The Rise Of Hitler”, "The Reader", "Fargo", "Man On Wire", “Das Experiment” gibi filmleri izledikten sonra giderek daha fazla bir şekilde bu konu hakkında yazma isteği duydum.. Aslında gerçek çıkış noktası tahmin edebileceğiniz üzere Hitler’in II. Dünya Savaşı ile Avrupa’da yarattığı terördü.. Aynı zamanda yakın bir zamanda bu toplama kamplarından birini ziyaret edecek olmanın verdiği garip bir heyecanla dönemi anlatan filmleri bir kez daha izlemem de bu konu hakkında yazma isteğimi tetikledi..

“It's dangerous! It's dangerous to me.. You have to understand, Goeth is under enormous pressure.. You have to think of it in his situation.. He's got this whole place to run, he's responsible for everything that goes on here, all these people - he's got a lot of things to worry about.. And he's got the war.. Which brings out the worst in people.. Never the good, always the bad.. Always the bad.. But in normal circumstances, he wouldn't be like this.. He'd be all right.. There'd just be the good aspects of him - which - he's a wonderful crook.. A man who loves good food, good wine, the ladies, making money..”

Burada kendi görüşlerimi özgürce dile getirebiliyorum.. Aslında bu yeri koruyup yazmaya devam etmemdeki isteği veren de bu özgürlük.. Dolayısıyla kimsenin bu sözleri bir yaptırım, bir "bilmişlik" veya bir "ahkam" olarak algılamamasını bekliyorum.. Bunu belirtmem lazım, gördüğüm kadarıyla yazının karakterine de uygun olarak insanların bu tür tesellilere ihtiyacı var.. O yüzden size bu teselliyi vermeden başlamayacağım..

“İnsan” olmanın en iğrenç yanından bahsediyorum bu gece.. Burada bir kötülükten bahsedeceğim.. Evet, karmaşık anlamıyla.. Yani insanın içinde barındırdığı yarı kötü, yarı iyiden.. Maalesef kötü olma fırsatları verildiği ölçüde kötü, aksi takdirde iyi insan.. Buna tanıklık ettim.. Şöyle açıklayayım.. "Sıradan" bir değerlendirmeyle hep "iyi" davranan insanları gördüm, ancak onlarla konuştum.. Beni tanıdıkları ve benden korkmadıkları için bana dürüst davrandılar.. Söylediklerine göre onların da içlerinde “kötülük” var ve bunu bastırmak için inanılmaz bir çaba veriyorlar ve kabul ettikleri bir gerçeği daha söyleyeceğim.. Söz konusu "kötülükleri" yadsımıyorlar veya kendilerine ait olmadığını söylemiyorlar.. Sadece bastırarak "iyi" olduklarını söylüyorlar.. Bu kısım cidden çok etkileyici, zira "kötülük" en "iyi" insanın içinde bile varlığını sürdürüyor.. Dolayısıyla "kötülük" ve "iyilik" kavramı bambaşka bir boyut kazanıyor.. Şöyle.. Artık "kötülük" veya "iyilik" var mı diye sorgulamıyor insan.. Bir insanın “iyi” olması “kötülüğü” ne kadar bastırdığıyla ilgili olmaya başlıyor.. Bakın, burada çok ince bir ayrım var.. Her insan ne iyi, ne de kötü.. "Kötülüğü" bastırdığı ölçüde "iyi", bastırmadığı ölçüde "kötü"..

Anlatmaya çalıştığım da bu.. Tüm bu katliamları başlatan ve devam ettiren sadece Hitler değil.. Koca bir ulus.. Burada çok ciddi bir yere adım atıyoruz, dostlarım.. İşte burada insan için "iyi" veya "kötü" demenin pek de kolay olamayacağını vurgulamaya çalışıyorum.. Koca bir ulustan söz ediyoruz.. Hepsi mi "kötü" insanlardı sizce..? Ben hiç sanmıyorum ve içimdeki bu "kötü" yönden nefret ediyorum..!

Hiç yorum yok: