3 Ağustos 2009 Pazartesi

Korku Tüneli

"And no-one sings me lullabies
And no-one makes me close my eyes
And so I throw the windows wide
And call to you across the sky.."

Bir şey ve her şey vardı yan yana.. İkisini birden görmüştü.. Seçim yapması gerekiyordu.. Ona kılavuzluk edecek kimsesi yoktu.. Hayatında ilk kez bu kadar yalnız kalmıştı kadın.. İlk kez karar vermek bu kadar zor olmuştu.. Ne yapacağını bilemiyordu.. Sessizce bekledi.. Tüm korkularını tıktığı kafesin başında.. Tam uykuya dalacaktı ki..

Kafesin kilidi açıldı aniden..

Genç kadın hızla yarı uyku durumdan bilince kavuştu.. Artık kafesin yanından ayrılması gerektiğini anlamıştı.. Hızla koşmaya başladı.. Anahtarları eline aldı ve hızla merdivenlerden aşağı inmeye çalıştı.. Her bir basamak geçmişin derinlerinden gelen bir an gibiydi.. Üzerlerine basa basa koşmaya devam etti genç kadın.. Her adım bir alev bırakıyordu peşinde..

Sisli sokağa girdi sonra.. Geceyi yarı aydınlatan sokak lambalarının loşluğu altında kendine bir yer aradı.. Tüm o anlamlı, anlamsız korkularına karşı küçük bir sığınak.. Ama olmadı.. Bir sığınak bulamadı o karanlıkta..

Koştu.. Korkuları havada süzülerek peşinden geliyordu.. Evet, onlara bir oyun oynamaya karar verdi kadın.. Çünkü daha önceden de böyle yapmamış mıydı..? Onlara karşı duracağı bir sığınak yoktu.. En iyisi onları bir yere kapatmaktı yine.. Bir kafes, bir oda..

Evet, o köhne odayı hatırladı birden.. Aniden sola döndü sonra.. Adımlarını hızlandırdı ve gözden kayboldu.. Korkuları peşinden geldi.. Aniden bilindik coşkusuyla, kocaman kahkahalar atarak kapıyı kapattı kadın.. Anahtarı aceleyle kilide soktu, çevirdi, çevirdi.. Anahtar eriyip yok olana kadar çevirdi kapının kilidini.. Ancak bir şeyler yolunda gitmiyordu sanki.. Ya her şey kusursuzdu, ya da bir şey yolunda gitmiyordu, bu çok belliydi.. Ve..

İşte o yıkılma anı geldi.. Bir anda uyandı kadın.. Bir anda yere yığıldı.. Sessiz.. Soluksuz.. Kendini köhne odaya kilitlemişti.. Tüm korkuları dışarıda kaldı, özgür.. Kaçtığını sandığı her şey.. Sırf korkularıyla savaşmamak için kendini feda etti kadın.. Kendini dünyadan ayırdı.. Korkularını dünyada bırakarak.. Hala yüzleşilmemiş, hala tetikte..

Ve o anda büyük bir uğultu duyuldu.. Büyük bir nesnenin ağır ve sancılı hareketi.. Bir homurdanma gibi.. Bir kıpırdanış..

Büyük şehir harekete geçmişti.. Uçan şehir.. Tüm güzellikleri, tüm tabiatı, tüm geçmişini, tüm istediklerini, tüm arzularını, tüm geleceğini yanına alıp harekete geçti şehir..

Köhne odasında kurtarılmayı bekleyen genç bir kadın bıraktı geride.. Ve de tarifsiz korkularını..

Hiç yorum yok: