18 Haziran 2009 Perşembe

Yargılar ve Kategoriler




''Algının kapıları temizlenseydi insana
her şey olduğu gibi görünürdü, sonsuz
çünkü insan kapatmıştır kendini,
ta ki her şeyi mağarasındaki dar çatlaklarından görene dek..''


Yargı ve kategorilere ayırma.. Yargı ve hayatı büsbütün kolaylaştıran, ivedi karar almaya olanak veren kategorilere ayırma yetisi gündelik hayatta iletişimi zorlayan, felç eden bir gerekçe olarak duruyor karşımda.. Yargılar, öznel olanlardan söz ediyorum, dayandığı temeli akıldan aldığında kişinin duruşunu ele verebilir, aynı şekilde norm biçiminde sunulan yargıları içkinleştirmiş bireyin duruşu da gayet açık olur.. Hangisi iyi-kötü yargısı bana ait olmazdı herhalde.. Ancak kendi öznelliğimi önüme koyduğumda en azından içine oturtulduğum çerçeveyi süsleyen ve ben doğmadan hazırlanmış normları ve onların doğurttuğu yargıları reddedecek kadar tekil ve korkusuz olmayı seçiyorum..

Çağımın şu vaktinde iletişim beklentiler ve bunun tatmini üzerinden gerçekleşiyor, ancak şu var, iletişim tanımım, yine öznel olmakla birlikte, başkalığı kucaklamaya hazır olduğundan beklentiyle yaklaşmadan, kısa yollar aramadan sarp bir erek üzerinde yol alıyor.. Zaten bir bireyin vardığı yargıların kendi başına anlamsız kalmaya mahkum olacağını düşünüyorum.. İşte o noktada iletişim devreye girecektir.. O vakit parçalar başkalıklarını kaybetmeyecek, sadece çeşidin uyumunu göreceğiz ve bundan hoşnut olacağız.. Büyük bir yapboz içindeki küçük ve uyumlu parçalar.. Girinti-çıkıntı noktalarındaki iletişimsel ağ.. Tek ve büyük bir resim içindeki uyumlu renkler, hepsini birbirine topladığında ''küçük'' olanlar anlamlı,''büyük'' olan bütün..

Öte yandan yargılar da hiç olmasaydı belki bir karar almak mümkün olmayacaktı hiç bir konuda, ancak sınırı zorladığında ise çok büyük yanılgılara neden olduğuna şahit oldum.. Belki de sebep hızdaydı.. Çözümün de denge olduğu açık o zaman.. Bu bir nevi temel hareket noktası gibi.. Bir orta nokta, ılımlı yaklaşım.. Bir kum saati gibi.. Doygunluğa vardığı zaman geri çevirmek gerekir.. Devinimi sağlamak için.. Ama bu da bir dengedir işin özünde.. Zamanı dolunca harekete geçmek.. Ama dolana kadar da sabırla beklemek.. Bir toplumun devrime gidişi gibi.. Yıkmak için zamanı geldiğinde sınırları zorlayabilirsin.. Ömrünü tamamlamıştır çünkü o yargı.. Tabii ki bu uğurda vaktinden önce veya ölü doğumlar da olabilir, ancak doğada yaratmak için kaynak bol.. Bazen aklın şaşaladığı bir an gelebiliyor, o vakit dengeyi doğada aramak bir zemin olabilir..

Özetle, iletişimin yeri ve önemi çok büyük.. Yoksa kendi zihnimizin duvarlarını aşamayız.. İletişerek eklemek, çoğalarak büyümek daha iyi.. Hızlı ve tekil bir büyüme sonrasında balon kadar hassas olabilir birey.. Ufak bir hamle tüm dolgunluğu alabilir..

Hiç yorum yok: