5 Temmuz 2009 Pazar

Sel Duası



“Cause I'm praying for the rain
And I'm praying for tidal waves..
I wanna see the ground give way..
I wanna watch it all go down..
Mom please flush it all away..
I wanna see it go right in and down..
I wanna watch it go right in..
Watch you flush it all away..” 

Bugün neredeyse yağmur yağacaktı.. Yukarıda bir yerde bir tür savaş vardı.. Yağmurun yağmaması için her şeyi yaptı güneş.. Bulutları ayırdı, yüklerini çaldı, sarı kustu üzerlerine.. En sonunda da seslerini kesti..

Bir an hayal ettim.. Yağmurla beraber gökten dev buz parçaları inse yeryüzüne.. Çatılarına düşse evlerin.. Betonlar parçalansa.. Balkonlar çökse.. İnsanlar aynı felaket bilincinde ortaklık kursalar.. Sadece gökyüzünden korksalar o anda.. Sadece doğadan.. Doğanın yıkıcı güçlerinden.. Tüm bu düzen bir anda alt üst olsa.. Tüm o koşuşturmalar bir anda dursa.. İnsan beyninin becerebildiği tüm bu binalar, tüm bu beton yapılar, arabalar, teknolojiler yerle bir olsa aniden..

Bakıyorum.. Bu fildişi kuleden bir yığın minicik işçi görüyorum her gün.. Her gün insanların harcadıkları çabaların, üzerine hayatlarını inşa ettikleri hayallerinin, akıttıkları terin, aşklarının, ihtiraslarının, hırslarının en sonunda bir hiç olacağını hatırlatıyor bana bu büyük sahneler.. Bir yıkım, bir felaket, bir sel hepsini peşine takıp buradan uzaklara süpürürmüş gibi geliyor.. Ve bir anda herkes durup düşünmeye başlarmış gibi.. Bilinç dışındaki her tür akış bir anda kesilirmiş gibi.. Yersiz kavgalar, beslenen kinler, kırıcı sözler, kabalıklar, düşüncesizlikler, alınganlıklar, hedefler ve en önemlisi de tüm ölümsüzlükler ölürmüş gibi.. Bir tür yaşam bilinci aşılarmış gibi.. Yaşama duyulan saygının, yaşamın değerinin anlaşılması gibi.. Ve elbette yaşamsal olanın.. Temellerin.. İnsani olan tüm temellerin..

Eğlenmeyi, konuşmayı, sevişmeyi, yemeği, içmeyi belirli zaman dilimlerine itmiş; sosyal anlaşmalarını yapıp keşmekeşi önlediğini sanmanın verdiği güvene sahip herkesin; çalışmayı, çalıştırmayı hayata geliş amacı olarak bellemiş her bir insanın topyekun ve şiddetle uyandırılması gibi.. İnsan doğasına aykırı her şeyin bir anda parçalanması, ezilmesi, silinip süpürülmesi, hiç olmadı, hak ile yeksan olması.. Yeryüzünden silinip gitmesi.. Ütopyalara gebe bir korku ütopyası verse bize seller.. Doğa sokaklarındaki tüm pislikleri temizlese bu düzenin.. Bize yaşama ve olma özgürlüğü bahşetse yıkarak her yeri, yağarak üzerine..

Bugün yağmadı.. Ama bir gün yağacak.. Doğaya güveniyorum..

“The ground is breaking down right under me.. Cleanse and purge me in the water..”

Hiç yorum yok: